Kumar ve ölüm yahut ABDde hukuk ve adalet DÜŞÜNENLERİN DÜŞÜNCESİ

Autor Publicado em Prod

Kumar ve ölüm yahut ABDde hukuk ve adalet DÜŞÜNENLERİN DÜŞÜNCESİ

Haciz, birBTprod para alacağının elde edilebilmesi için borçluya ait mal hak ve alacaklara icra dairesi tarafından hukuken el konulmasıdır. Haczin konusu borçlunun haczi kabil taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki alacakları ve diğer parasal malvarlığı değerlerinden oluşur. Borçlunun ve ailesinin yaşaması ve ekonomik varlığını devam ettirmesi gibi sosyal düşüncelerle borçlunun bazı mal ve haklarının haczedilemeyeceği veya kısmen haczedilemeyeceğine yönelik düzenlemeler yapılmıştır. “Tebligat, bir davaya ilişkin işlemleri, o davayla ilgili kişilere, kanunda belirtilen usule uygun olarak bildirme için yapılan bilgilendirme ve belgelendirme işlemidir”. Tebligat Kanunu’nda ve ilgili yönetmelikte tebligatın ne şekilde yapılması gerektiği (tebligat usulleri) ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiştir. Hukuki dinlenilme hakkının doğru ve etkin bir şekilde kullanılabilmesi için, tebligatın usulüne uygun yapılması önem arz eder. TNT tüm Ücretler ödenene kadar hiçbir hak talebiyle ilgili eylemde bulunmak zorunda değildir; talep eden taraf hak talebi tutarını söz konusu Ücretlerden mahsup edemez. Bir gönderi ile bağlantılı olarak yalnızca tek bir hak talebinde bulunulabilir.

  • Ayrıca, 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanun, 1481 sayılı Asayişe Müessir bazı fiillerin önlenmesi hakkında Kanun ve 1402 sayılı Sıkıyönetim Kanununda öngörülen,silah kullanmaya ilişkin özel hükümlerde gözönünde bulundurulur.
  • Maddenin Türk vatandaşları için ne koşullar getirdiği ele alınmıştır.

Sicil esas kayıt defterine geçilir ve dosyasına konulur. Maddesinde disiplin amirinin disiplin cezası verirken cezayı hafifleten nedenler yoksa cezaları şiddetli vereceği düzenlenmiştir. Ceza hukuku sisteminde ancak ağılaştırıcı nedenlerin varlığı halinde cezaların alt sınırdan uzaklaşarak verilebileceği düzenlenmişken AsCK’da bunun tam tersi bir düzenlemeye gidilmesi, askerlik hizmetinde disiplinin temel değer olduğundan kaynaklanmaktadır. Tek fiilin sadece tek bir disiplin suçu oluşturması durumunda, tek fiile tek ceza verilmesi ilkesi mutlak olarak uygulanır[321]. Buna göre, bir disiplin suçu nedeniyle kişiye iki kez disiplin cezası verilemez[322]. Bu yüzden disiplin amiri, 477 SK’da düzenlenen disiplin suçlarında ve AsCK’da düzenlenen disiplin kabahatlerinden dolayı bir kişiyi kendisi cezalandırmayı tercih etmişse, aynı fiilinden dolayı daha sonra mahkemeye sevk edemez[323]. Maddesinde cezanın kesinleşmesi için tebliğinin zorunlu olduğunun düzenlenmesi de disiplin cezasının yazılı verilmesini zorunlu kılar[319]. Bu husus , “idari işlemin yazılılık ilkesi”nin de bir gereğidir. Maddesi ile de, kurulların başkan ve üyelerinin görevlendirilme süresinin 2 yıl olduğu, süresi dolanların yeniden aynı süre ile görevlendirilmelerinin mümkün olduğu belirtilmiştir[303]. Başkan ve üyelerin en az bir yıl kıta veya askeri kurumlarda hizmet görmüş olmaları, taksirli suçlar dışında bir cürüm ile hükümlü bulunmamaları, sanığın astı olmamaları ve başkanın en az yüzbaşı rütbesinde bulunması şarttır (477 SK m.4).

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının itiraz yetkisi” başlıklı 308. Fıkrasına göre; “Yargıtay ceza dairelerinden birinin kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, re′sen veya istem üzerine, ilamın kendisine verildiği tarihten itibaren otuz gün içinde Ceza Genel Kuruluna itiraz edebilir”. Hükmün gerekçesine göre; “Maddeye göre, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, ceza dairelerinin kararlarına karşı ilamın veya düzeltme istemine ilişkin (…) itiraz edebilecektir”. CMK m.308/1’de ve gerekçesinde; Başsavcı itirazının onama kararlarına karşı mı, yoksa bozma kararlarına karşı mı, yoksa her ikisine de mi yapılacağı yönünde bir tespit yapılmamıştır. Hükümlülerin açık ceza infaz kurumlarına kapalı kurumda geçirmeleri gereken sürenin 1/10’una kadar daha erken ayrılabilmesine imkan sağlayan düzenleme; 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun m.14/6 dayanak alınarak çıkarılan, Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri ile Hükümlülerin Değerlendirilmesine Dair Yönetmelik m.32/9’da yer almaktadır. Bu Yönetmelik hükmü; fiilen kapalı ceza infaz kurumunda bulunan, gelişim puanı 80 puanın üzerinde olan ve erken iyileşme gösterdiği kanaatine varılan iyi halli hükümlüler hakkında uygulanabilmektedir. Hükümlünün gelişim puanının 80’in üzerinde olması ve belirtilen diğer şartları taşıması halinde, mutlaka kapalı kurumda yasal olarak geçirilmesi gereken sürenin 1/10’u kadar erken ayrılma kararı verilmesi zorunluluk teşkil etmemektedir. İdare ve gözlem kurulu, hükümlünün açık kuruma erken ayrılabileceği süreyi daha az olacak şekilde de belirleyebilir. Elbette idare ve gözlem kurullarının, bu yönde verdiği kararların somut gerekçe içermesi gereklidir. Maddesi, idare ve gözlem kurulu kararlarının gerekçeli olma zorunluluğunu açıkça düzenlemiştir. Maddesinde düzenlenen daha sonradan mülga olan ve 6706 sayılı Kanuna eklenen 11. Maddenin Türk vatandaşları için ne koşullar getirdiği ele alınmıştır.

Meğer ki salahiyettar olan makam bunlara ait biletlerin satılmasına müsaade etmiş olsun. (2) Fiil, savaş zamanındaişlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerîhareketlerini tehlikeyle karşı karşıya bırakmış ise ağırlaştırılmış müebbethapis cezası verilir. (2) Fiil, savaş zamanındaişlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerîhareketlerini tehlikeye sokmuş ise faile on yıldan onbeş yıla kadar hapiscezası verilir. (2) Fiil, savaş zamanındaişlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerîhareketlerini tehlikeyle karşı karşıya bırakmış ise, faile ağırlaştırılmışmüebbet hapis cezası verilir. (5) Bu maddede yer alan suçunkovuşturulması Adalet Bakanının iznine bağlıdır. (3) İlişkin olduğu suç nedeniylehüküm verilmeden önce gizlenen delilleri mahkemeye teslim eden kişi hakkında bumaddede tanımlanan suç nedeniyle verilecek cezanın beşte dördü indirilir. (2) Bu suçun kamu görevlisitarafından göreviyle bağlantılı olarak işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarıoranında artırılır. (3) Yüklenen fiiliişlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığınadair karar verilmiş mağdurun aleyhine olarak bu fiil nedeniyle gözaltına almave tutuklama dışında başka bir koruma tedbiri uygulanmışsa, yukarıdakifıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. (3) Rüşvet suçuna iştirak edendiğer kişilerin, soruşturma başlamadan önce, pişmanlık duyarak durumdansoruşturma makamlarını haberdar etmesi hâlinde, hakkında bu suçtan dolayıcezaya hükmolunmaz. (3) Tahrik konusu suçlarınişlenmesi hâlinde, tahrik eden kişi, bu suçlara azmettiren sıfatıylacezalandırılır. (2) İmzalı ve kısmen veyatamamen boş bir kâğıdı hukuka aykırı olarak ele geçirip veya elde bulundurup dahukukî sonuç doğuracak şekilde dolduran kişi, belgede sahtecilik hükümlerinegöre cezalandırılır. (5) Uyuşturucu veya uyarıcımadde kullanan kişi hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satınalmak, kabul etmek veya bulundurmaktan dolayı hükmolunan ceza, ancak tedavi vedenetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranmaması hâlinde infazedilir.

Disiplin amiri tarafından cezanın fasılalarla çektirilmesi de kararlaştırılabilir. Ancak bu cezanın basit bir disiplin tecavüzü nedeniyle verildiği ve 28 gün boyunca kesintisiz ve tek başına infaz edildiği durumda insanlık dışı ve onur kırcı sayılma ihtimali bulunmaktadır. Oda hapsi cezası niteliği itibariyle insan onuruna aykırı olmasa dahi, süresi  bakımından insanlık dışı sayılması mümkündür. Maddesine göre “Herkesin yaşama hakkı yasayla korunmuştur. Yasanın ölüm cezasıyla cezalandırdığı bir suçtan dolayı hakkında mahkemece hükmedilen bir cezanın yerine getirilmesi dışında, hiç kimse kasten öldürülemez”. Sözleşme mahkemece verilmiş ölüm cezasının infazını yaşama hakkının ihlali olarak görmemektedir. Nisan 1983 tarihinde sözleşmeye Ek 6 numaralı protokol ile ölüm cezasının kaldırılmasını kabul etmişler[498]. 1 Mart 1985 yılında da bu protokol yürürlüğe girmiştir. Ancak protokol, ölüm cezasının kaldırılması yükümlülüğünü barış zamanıyla sınırlamıştır. Buna göre Bir devlet mevzuatında, savaş veya yakın savaş tehlikesi zamanında işlenmiş olan fiiller için ölüm cezası öngörülebilir. No’lu Protokol ile ölüm cezası savaş ve yakın savaş tehlikesi hali de dahil olmak üzere her durumda kaldırılmıştır[499].

Ek protokolün 3.maddesinde hiç kimsenin tek başına ya da toplu olarak uyruğu bulunduğu devletin ülkesinden sınır dışı edilemeyeceği ayrıca uyruğunda bulunduğu devletin ülkesine girme hakkından yoksun bırakılamayacağı belirtilmiş, bu şekilde vatandaşların sınır dışı edilme yasağı düzenlenmiştir. Maddesinde ise yabancıların toplu olarak sınır dışı edilmesi yasağı belirtilmiştir. İkinci Dünya Savaşının neden olduğu yakıp yıkmalar, öldürmeler, korku ve dehşet, dünya kamuoyunda, insanlık için sürekli bir barışın kurulması, insanlığın diktatörlük tehlikesine ve baskılara karşı korunması isteğini doğurmuştur[448]. Görüşmeler sonucunda Avrupa’nın demokrasi bağlamında bireylerin özgürlüğü, siyasal özgürlük ve hukukun üstünlüğü ilkelerine dayalı olarak bir kurum oluşturmak konusunda görüş birliğine varılmış ve bunun sonucunda Avrupa’nın ilk siyasal kuruluşu olan Avrupa Konseyi kurulmuştur. Avrupa Konseyine ilişkin statü on devlet tarafından 5 Mayıs 1949’da Londra’da imzalanmış ve 3 Ağustos 1949’da yürürlüğe girmiştir[449]. Konsey oluşturulurken devletler demokrasi anlayışlarını da belirtmişlerdir.

Website:

More Posts